ZAMANA ATILAN DİKİŞLER DOLCE & GABBANA - DAL CUORE ALLE MANI EXHIBITION BÖLÜM 2: DETAYLAR

 

ZAMANA ATILAN DİKİŞLER DOLCE & GABBANA - DAL CUORE ALLE MANI EXHıBItıon bölüm 2: Detaylar



Zamana Atılan Dikişler serimin ilk yazısında bahsettiğim ve Roma'da gezip, deneyimlediğim Dolce Gabbana Dal Cuore Alle Mani sergisinin ikinci kısmında serginin devamı ve daha çok eserlerdeki detaylar üzerinde duracağım.  Serginin bu kısmı, kumaşın yalnızca bir yüzey değil, aynı zamanda duygu, kültür ve hafızanın taşıyıcısı olduğunu hatırlatıyor. Büyük resim kusursuz olunca bazen detaylara bakmayı unutuyoruz. Parçalardan oluşan bu olağanüstü bütünlüklere daha yakından bakmanın kıyafetlerin hikayesini daha iyi anlattığı aşikâr.


İlk parça, dokuma sanatının çok boyutlu bir yorumu gibi. İşlemeli dantel zemin, üzerine eklenen heykelsi çiçeklerle hareket kazanıyor. Mor, pembe ve mavi tonlar, katmanlı yapısıyla derinlik yaratırken renkler arasında yumuşak bir geçiş var. Mor eldivenin omuz kısmındaki işlemelerle uyumu bakarken insanı mutlu ediyor.


 Büyük resim de bu şekilde gözüküyor. Yakadaki yumuşak dokulu kürk, paltodaki zarif işlemeleri daha da öne çıkarıyor. Malzemenin hacmi ve dokusu, çiçek aplikelerin narin yapısıyla tezat oluşturarak güçlü bir denge kuruyor. Baş aksesuarı ise bu görünümü tamamlayan bir dokunuş katıyor. Hacimli formu ve renk uyumu, tüm silueti tek bir hikâye içinde topluyor.         


 İkinci parça öğrendim ki, Lampedusa’nın leopar romanı ve Visconti’nin ikonik film uyarlamasındaki balo sahnesinden ilham alıyor. Sergi salonu, Palermo’daki o tarihi balo salonuna atıfta bulunuyor, tavan süslemeleri, altın yansımalar ve geniş aynalarla sahnenin ihtişamı yeniden canlandırılıyor. Elbisenin ipek kumaşı üzerindeki pastoral desenler, İtalyan ışığını yansıtan altın tonlarıyla birleşerek sahnenin görkemini taşıyor. Limon dalları haute couture’un sinemayla kurduğu şiirsel bağı güçlendiriyor. 


Filmi izlememiştim ancak öğrendiğimde ve eve dönüp izlediğimde anladım ki kumaşın dökümü, filmdeki ağır tempolu dans sahnelerindeki hareketleri çağrıştırıyor. Gövde kısmında yer alan korsaj, aristokrat bir zarafet taşıyor; etek bölümündeki geniş pililer, balo salonunun ihtişamını vurguluyor.


Bu elbise  transparan bir tül zemin üzerine işlenmiş yakından baktığınızda üzerindeki işleme çiçeklerin renkleri ışığın geliş açısına göre değişebiliyor. İnce metalik ipliklerle işlenmiş bu yaprak formları, ışıkla buluştuğunda bal rengi, bronz, altın yansımalarla kristalimsi bir parıltı yayıyor. Üç boyutlu çiçek aplikelerinin merkezlerinde kullanılan hafif ton farkları, tasarıma doğal bir derinlik veriyor.



Bu odadaki her parçaya hayranlıkla bakarken bu ceketin arkasını gördüğümde duraksayıp uzun bir süre izledim. Ceket lacivert parlak boncuklu kumaş üzerine işlenmiş her bir detayın daha da öne çıkmasını sağlıyor. Işıltılı kristaller, boncuklar ve el yapımı çiçek motifleri bir odayı aydınlatan bir avize gibi...


Uzaktan bakınca muhteşem parçaların bütününde, anlaşılıyor ki, bu ceket sadece giyilmek için değil, aynı zamanda izlenmek ve hayran kalınmak için yapılmış. Karşısında dururken, modanın sadece bir giysi değil, aynı zamanda bir duygu ve bir sanat eseri olabileceğini defalarca kez daha anlatıyor. Dal Cuore alle Mani yani Kalpten Ellere sergisi, tam da bu duyguyu hissettirmek için var. Bu ceket ise bu serginin kalbindeki en ışıltılı vuruşlardan biri...


Dolce & Gabbana'nın DNA'sındaki asil avangartlığıın tanımı bu görüp hiç unutamadığım ayakkabıya karşılık geliyor. Ön kısımdaki büyük, kırmızı çiçek motifi, tasarımın odak noktası haline gelmiş. Bu çiçek, adeta camdan yapılmış bir şakayık gibi, canlı ve zarif bir duruş sergiliyor.

Ancak asıl beni benden alan detay topuğu oldu!  Topuk kısmının şarap kadehi formunda olması, ayakkabı topuğu gibi günlük ve işlevsel bir parçanın, tamamen sanatsal bir nesneye dönüştürülmesi, en etkileyici kısım. Parlak ve şeffaf bir malzemeden yapılmış bu topuklular, sanki birer cam heykel gibi duruyor. Şarap kadehi formundaki bu topuk, sanki ayakkabının bir parçası değilmiş de, bir sanat eserinin üzerine yerleştirilmiş gibi duruyor. Kadehin üzerindeki işlemeler ve altın rengi detaylar, tasarımın ihtişamını daha da artırmış. Ayakkabının tabanındaki altın rengi işlemeler de bu barok ve lüks estetiği pekiştiriyor.



Serginin finalinde, her tasarım kendi hikâyesini anlatırken, bir araya geldiklerinde daha büyük bir anlatının parçaları haline geliyor. Bütünün gücü, tek tek işlenmiş o ince detaylarda saklı; bir boncuğun ışığı yakalayışında, bir dantelin kenarındaki titiz ilmekte, bir aplikedeki renk geçişinde... Yazımı sırf bu yazıyı yazdığım anı hayal ederek yakın çekim aldığım bu detayla sonlandırıyorum. Dal Cuore Alle Mani bize güzelliğin çoğu zaman ilk bakışta değil, yaklaşınca görülen o küçük ama etkili ayrıntılarda saklı olduğunu hatırlatıyor. Her moda tutkununun gidip görmesi dileğiyle...



Yorumlar

Popüler Yayınlar